17 Mart 2014 Pazartesi

Olympos HatıЯası / Boat Trip

Nefes alan bir odada yatmak…
Çam kokuyor mis gibi, tahtanın orijinal kokusu da yeter o ayrı. Gözlerimi açmadan önce bir ses geliyor dışarıdan… Tavuk sesleri. :) evet aynen böyle güldüm kalkmadan önce, "gıt gıt gıdak"lama sesi duymak, belki yirmi üç belki yirmi dört yıl önce fazlası var eksiği yok, anneannemin evinde uyandığım gibi uyanmak…
Sabahın ilk saatleri olmasına karşı gram yorgunluk yok, uykumu almışım, ama az daha uyumalı ya da yatakta kalmalıyım çünkü tekne turuna çıkılacak. kahvaltımızı yaptıktan sonra hemen hazırlanıyor ve arabaya atlayıp limana geçiyoruz. Pırıl pırıl bir sabah ve deniz bizi karşılıyor. Tekne turu için her şey müsait, hele 30 kişilik bir tur teknesinde tekne ekibi ile birlikte on bir kocaman ve bir bebek olduğumuzu görünce ayrı bir güzel oluyor. Bildiğiniz Tekneyi kapatmışız…Tekne nin adı Kumsal, Kaptanımız Erdal.(Ben pek memnun kaldım ekipten ve konukseverliklerinden, yanınızda mp3 çalar vs. varsa belki dinlenirken daha hoş olabilir, tarz bazen yorabiliyor:) ekibi tavsiye ediyorum)
DeepGreen’ in işletmecisi Yücel hemen soruyor, dolma var mı? Erdal Kaptanın eşi Şenay’ın Zeytinyağlı biber dolması meşhurmuş. Dolma yok bu defa ama balık yapacağım size diyor ve vira bismillah çıkıyoruz limandan. Erdal Kaptan ile birlikte iki kişi dalıp zıpkınla takılacaklar, biz de demirleyeceğimiz dört koyda kafamıza göre takılacağız. Bebek ise ilk koy öncesi uyuyor ve Erdal kaptanın tecrübesi, yemek masası ters çevrilir içine battaniye al sana beşik…(fotoğraflamayı çok isterdim ancak ozamanlar yokluk vardı :p )
Koylar gerçekten harika, Sazak Koyu, Korsan Koyu, Adrasan Feneri … Havanın da oldukça sıcak ve sakin olması tekne turunu ve molalardaki deniz keyfimizi daha da güzelleştirdi diyebilirim. Eşek arılarının öğle yemeğine eşlik etmek istemeleri dışında panik yaşadığım dakika yoktu.Dönüş yolunu da keyifle tamalayarak Adrasan’a demirliyor ve arabamıza binip yine çam ağaçlarının gölgesinde Otelimize geri dönüyoruz.
Hava hafif hafif kararmaya başlıyor ve akşam yemeğimizin servis edilmesiyle sabahki tavukların yerini güzel güzel kediler alıyor. Her masaya iyi akşamlar ve afiyet olsun ziyaretlerini tabi bizim masamıza da yapıyorlar.
Yemeklerimizi yedikten sonra çaylarımızı yudumlarken bardan gelen güzel müzikler, ateşin yakılmasıyla devam ediyor. Artık ateşin, muhabbetin ve alkolün tadı alınmalı diyor ve ateş başında keyif yapmaya başlıyoruz. Birer ikişer katılım artıyor ve tanışmalar, keyifli muhabbetlerle devam ediyor. Ateşten kopmalar bullbar(öküz) istikametine doğru oluyor ancak biz hem ateşi, hem muhabbeti özlemişiz, herkes ayrı kafadan, sohbetler farklı, dertler sıkıntılar farklı… Saat yine 03:00 uykumuz yok gibi ama ateşin de feri kalmamış, ilaveye de gerek yok en iyisi yatmak.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yazım kontrolü yapıldıktan sonra yorumunuz sitede yayınlanacaktır.